14 Ocak 2023 Cumartesi

DÖNÜŞÜM SİYASETİNE YÖNELİN

Seçime yaklaştıkça iç ve dış politika çok hızlı bir şekilde değişime uğramaya başladı.

Avrupa Birliği’nde görevli Türkiye Cumhuriyeti heyetindekilerle yaptığım görüşmeler çarpıcı bazı bilgiler barındırıyor.

Avrupa Birliği’nin Erdoğan’ı istemediği bir sır değil.

Fakat son zamanlarda seçime doğru giderken devletler arasındaki diplomatik teamüllere zarar vermeyecek ölçüde iktidara yol açmamak için uğraştıklarını öğrendim.

27 Aralık 2022 Salı

TÜRKİYE MODELİ SORGULANACAK

Ekonomi ve enerji konusunda dönüm noktası olacak bir yıla giriyoruz.

Enerjide, Güney Gaz Koridoru olarak Avrupa’nın "güvenli sağlayıcısı olma" noktasında hızla ilerlerken Türkmenistan ve Azerbaycan gibi Türk Devletlerini de birer birer bulunduğumuz ekosistemin içine dâhil etme konusundaki maharetimiz, geleceğimizi de şekillendirecek önemli bir devlet politikası olarak oluşmak üzere...

12 Kasım 2022 Cumartesi

ZAFİYETİN TEKERRÜRÜ

ZAFİYETİN TEKERRÜRÜ

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in ziyaretinin hemen ardından İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un gelişi Türkiye’nin NATO’da ne kadar önemli olduğu ve ikna edilmeye çalışıldığı gerçeğini gösteriyor.

Türkiye’nin, "çıkarları ölçüsünde var olmaktan" ziyade "ilkesel bir şekle sokmaya çalıştığı" NATO’nun aslında önemli krizlerinin büyük çoğunluğunu Türkiye üzerinden yaşadığını söylemekte fayda var.

4 Ekim 2022 Salı

YOLUNACAK KAZA DÖNEN AVRUPALILAR

Enerji krizi derinleşecek...

Rusya’dan Almanya’ya oradan da Avrupa’ya dağılan doğal gazın taşıyıcısı olan Kuzey Akım 1 ve 2 boru hatları, düzenlenen sabotajla kullanılamaz hâle geldi.

Tamir sürecine ilişkin proseslere bakıldığı zaman ilkbahardan önce kesin bir sonuç alınması olası görünmeyen bu sabotaj, keskinleştiren kutupları birbirine düşürdü.

Rusya, "Anglosaksonları suçlu" diyerek İngiltere ve ABD'yi suçlarken suçlarken Norveç, Danimarka, Finlandiya, İsveç ve Almanya’dan gelen ilk işaretler Rusya’nın yaptığı iddiasına dayanıyor.

2 Temmuz 2022 Cumartesi

BÜYÜK RESİM

BÜYÜK RESİM

Vatandaşın derdi açlıkyokluk ve yoksunluk iken, birkaç haftadır gündemden düşmeyen Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliğine koyduğumuz veto gündemi de artık ortadan kalktı.

Geldik yine vatandaşın yokluğuna...

Asgari ücrete yapılması planlanan ya da gündeme getirilen hiçbir rakamın dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırına yaklaşamadığı gerçeği çarpıveriyor suratlarımıza...

Savaş bitti! Hepimiz evimize döndük ama fark ettik ki aslında dönecek bir ev yok...

Ama yaşasın, savaşı kazandık(!)

Peki gerçekten öyle mi?

21 Mayıs 2022 Cumartesi

GELİNİM SEN ANLA OYUNU

GELİNİM SEN ANLA OYUNU

İnanılmaz bir haftayı daha geride bıraktık.

Külliye’de ardı ardına gerçekleşen önemli ziyaretlerden NATO’yu hareketlendiren çıkışa ve iç politikada keskin dönemeçlere kadar birçok olayı yine bir haftaya sıkıştırabildik.

Her bir olayın arkasında uzun uzadıya gündeme getirilecek meseleler var.

Analiz üstüne analiz yapmamız gerekir.

Bu sütunların yetersizliği yine potpuri yapmamıza neden olacak.

CANAN KAFTANCIOĞLU ve İSTANBUL MİTİNGİ

Canan Kaftancıoğlu’nun hukukumuza göre "suçlu" olduğu delilleriyle ispatlanmış ve hüküm altına alınmış durumda...

“Emsal olaylar var, onlara neden yargılama yapılmıyor?” diye soranlar oluyor.

Efendim, itirazı olan için yargı yolu açık, buyursunlar emsal gösterip dava açsınlar.

AK ile KARA belli olsun...

“Canan bizimdir!..” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitingi Bursa’dan İstanbul’a alması olayını da çok iyi değerlendirmek gerekiyor.

HDP’lilerin yaptıklarından ötürü HDP’nin kapatılmasıyla ilgili bir gündem, sessizce orada bir yerde beklerken Canan Kaftancıoğlu’nun HDP’nin kapatılması istemine konu edilecek suçlardan son anda Yargıtay kararıyla kurtulması oldukça dikkate değer bir konu...

Buna rağmen suçluluğu tescil edilen Canan Kaftancıoğlu’na parti içerisinde neredeyse hiç kimse destek vermezken Kılıçdaroğlu’nun sahiplenmesinin de bir amacı var:

Kılıçdaroğlu kitleleri harekete geçirecek bir hikâye arıyor.


Adalet Yürüyüşü’nün hikâyesi toplumda karşılık bulacak meselelerde CHP’nin nasıl da etkileşime girebildiğini gösterdi.

Kılıçdaroğlu yaklaşan seçim takviminde elindeki tüm fırsatları kullanmak istiyor.

Sertleşen dil ile birlikte “Çekilin önümden!” çıkışıyla partililere sınır koymasının tek sebebi de bu...

İstanbul Mitingi’ndeki etkileşim bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun ne kadar karşılık bulacağını ve politikasını ne yöne evireceğini de belirleyecek...

Canan Kaftancıoğlu’nun daha fazla sahiplenilmesi durumunda CHP’nin kapatılması isteminin gündeme getirilme ihtimali olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Kapanır mı, tabii ki hayır!...

Ama siyasette bazen mağdur hikayesi yazmak için kışkırtmak gerekir...

MERAL AKŞENER POTAYA GİRİYOR

TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın “Meral Akşener ve Mansur Yavaş’a oy verecek kadar çaresiz değilim.” çıkışı ile HDP’li Ahmet Türk’ün “Kürtler, Mansur Yavaş’a oy vermez.” açıklaması gözlerden kaçmamalı...

İYİ Parti’nin oy oranının anketlerde yüzde 18’lerde çıkmaya başlaması ile bu açıklamaların oldukça büyük ilişkisi var.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 19 Mayıs’ta iktidar yolculuğunu başlattığını ilan etmesi anketlerdeki bu yükselişin dile yansıması oldu.

Süreç 2018’de olduğu gibi her adayın bağımsız çıkışana doğru gidiyor.

CHP içerisinde çok tepki alan İmamoğlu’nun İstanbul Mitinginde konuşma almak için parti içerisinde sürdürdüğü yoğun temas sonuç vermiş görünse de İmamoğlu’nun potaya girmesine yardım edecek isim yine Akşener olacak...

Kılıçdaroğlu’nun iyiden iyiye hedefine yerleştirdiği adaylık fikri ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın belirgin çıkışları, muhalefet kanadında işlerin daha da karışacağını gösteriyor.

NATO’DA İSVEÇ ve FİNLANDİYA ÇATLAĞI

Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine veto çıkışı özellikle ABD’de çok konuşuldu.

Ülkemizin ikili ilişkilerde tarihin en kötü dönemini yaşadığı ABD’ye karşı ortaya koyabileceği iki önemli kart var: Biri jeopolitik ayrıcalığımız diğeri ise NATO içindeki konumumuz...

Yunanistan’a yapılan silah yığınağı ile birincisine kısmi bir alternatif oluşturulmaya çalışılsa da Boğazlardaki hakimiyetin Türkiye’yi eşsiz bir konumda tutmaya devam ettiği net bir şekilde görülüyor.

Ukrayna’ya saldırı sürecinde İsveç ve Finlandiya’yı NATO üyeliği konusunda tehdit eden Rusya’nın tüm yaptırımlara rağmen devrilememiş olması ile ABD’nin Türkiye’nin güneyinde bir terör devleti kurma hayaline odaklanmasına karşı Türkiye, çıkışıyla Suriye’de Rusya ile yeni bir oyun kurmak istediğini gösteriyor olabilir.

Esed ile görüşerek siyasi bir çözüme ulaşmanın etrafından dolaşacak tek çözüm Rusya ile yol yürünmesinden geçiyor.

ABD’nin Türkiye’ye karşı pozisyon değiştirme ihtimali neredeyse sıfıra yakınken Türkiye’nin NATO’daki vetoyu kaldırmak için anlamlı adımlar görmek istemesi oldukça mantıklı...

Türkiye’nin çekinceleri Finlandiya ve İsveç üzerinden tüm NATO üyelerine “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!” tadında bir havada gidiyor.

Ama bu zamana kadar gerek PKK gerek FETÖ gerek ise sığınmacılar konusunda yalandan veya oyalamaktan başka bir şey yapmayan Batılıların hangi sözüne güvenilebilir?..



21.05.2022 tarihinde Milat Gazetesi'nde yayımlanan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.