Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddesi ABD’den gelebilecek yaptırımlar konusuydu.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye’nin Rusya’dan S400
hava savunma sistemleri alması nedeniyle Savunma Sanayi Başkanlığına ve Savunma
Sanayi Başkanı İsmail Demir’e yaptırım uygulanacağını açıkladı.
Pompeo bu adımı “Rusya’nın
savunma sektörü ile önemli işlemlere müsamaha göstermeyeceğiz” ifadesiyle
gerekçelendirdi.
Bir de CAATSA yaptırımları var.
![]() |
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo |
Türkiye’ye S400, Almanya’ya da Kuzey Akım 2 Boru Hattı nedeniyle CAATSA yaptırımları uygulanmasını ön gören Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) tasarısı Temsilciler Meclisi’nden ve Senato’dan 2/3 çoğunluğun üstünde bir sayı ile geçerek Trump’ın önüne geldi.
ABD
Başkanı Trump, tasarının en büyük kazananının Çin
olacağını belirterek veto hakkını
kullanacağını açıkladı.
Trump’ın vetosundan sonra Temsilciler
Meclisi ve Senato’nun 2/3 çoğunlukla tasarıyı tekrar geçirmesi Trump’ın onayına
bırakılmadan tasarının yasalaşması anlamına geliyor.
Bu durumda ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele
Yasası olarak adladırılan CAATSA yaptırımları
gündeme gelecek.
![]() |
S400 |
ABD Başkanı’nın 30 gün içinde 12 yaptırımdan en az 5’ini uygulaması istenecek.
Yaptırımların hangileri
olacağını, sayısını ve ağırlığını ABD Başkanı belirleyecek.
Sürece bakılırsa yasanın
uygulanması muhtemelen 20 Ocak’ta görevi devralacak olan Biden’a kalacak.
ABD’nin yeni Başkanı Biden’ın,
Çin’den ziyade Rusya’nın ABD için daha büyük bir tehdit olduğunu söylemesi
yasaya yönelik uygulama konusunda fikir sahibi olmamızı sağlayabilir.
S400 ve Kuzey Akım 2 Boru
Hattı girişimleri ABD tarafından Rusya’nın etki alanını artıracak adımlar
olarak tanımlanıyor.
Biden’ın açıklaması, Trump
döneminde soğuyan transatlantik ilişkisinin tekrar canlandırılacağını düşündürüyor.
Buna rağmen Rusya’nın etki
alanının daraltılması için CAATSA’ya da önem verileceği anlaşılıyor.
Tabi burada kilit nokta
CAATSA...
Bu yasa Trump tarafından
ABD; Çin, İran ve Kuzey Kore’nin şer üçgeni olarak yaptığı adlandırmanın
somutlaşmış hali gibi...
ABD bu yasa kapsamında bu
üç devlete sürekli olarak yaptırım uyguluyor.
Bu devletlerin etki
alanını ABD’ye karşı genişletme çabaları CAATSA bünyesindeki yaptırımlara konu
olabiliyor.
ABD’ye alternatif
girişimlerde bulunmasını kendilerine yediremeyen soğuk savaş kafasındaki
siyasilerin çabaları ile gündeme getirilen bu tasarı ne Almanya ne de Türkiye
için uygulanabilir değil.
AK Parti iktidarı da bu
düşüncede...
Geçtiğimiz gün AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan
Kurtulmuş ile bir araya geldik.
ABD’den gelebilecek
yaptırımların “sembolik” olacağını
söyledi.
Bunun gerekçesini de ABD
için Türkiye’nin bölgesindeki terör örgütleri ya da etkisiz devletlere nazaran çok
daha güvenilir ve büyük bir ortak olmasına bağladı.
Yaptırımların büyük
çoğunluğu ABD finansal gücünün mahrum bıraktırılmasını esas alıyor.
Ticaret pazarlarına girişi
engelleyecek adımlar da atılabilir.
Yaptırımlarda kapsamın
genişliği Başkan’ın takdirine bırakılıyor.
Biden eğer Rusya’ya karşı
bir dengelemeyi merkeze alacaksa Türkiye’ye sopa yerine havuç göstermesi
gerektiğini bilmeli.
Bölgesinde gücü artan bir Türkiye ile doğru zeminde kurulan ilişkiler ABD’ye kazandıracaktır.
Enerjide güzel hareket
Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz’dan
güzel bir adım geldi.
Demokrasiler yönetim
sistemlerinin şeffaflık içerisinde kalmasını sağlayarak yapıcı eleştiriler
gelmesi durumunda halk için en faydalı olanın belirlenmesi üzerine
kurgulanmıştır.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın termik santrallere filtre takılması zorunluluğunu
yaklaşık 2,5 yıl erteleyen yasayı
veto etmesi demokrasinin işlerliğini gösteren en güzel örneklerden biri.
Kamunun gücü vatandaşın
hayatını kolaylaştırmak için kullanılır.
Başkan
Yılmaz, elektrik dağıtımı yapan şirketlerin temsil giderlerinin
faturalara yansıtması kararını iptal ettiklerini açıklayarak güzel bir adım
attı.
![]() |
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz |
Başkanın açıklamasını buraya ekliyorum: “Tüketicilerimizin hakkına halel getirecek bir adım atmamız asla söz konusu değildir. Sektörümüze yönelik güveni korumamız, polemiklerle vatandaşımızın kafasını karıştırmaya çalışanlara fırsat vermememiz gerekiyor. Bu konunun daha fazla istismar edilmesini engellemek için Kurulumuz aldığı kararla; tebliğde yer alan temsil ağırlama, reklam, sponsorluk, bağış gibi yanlış algıya sebep olacak hükmü kaldırıyoruz. Şirketler bu tip giderlerini tarifeden alamayacak, gelir elde edemeyecek.”
0 yorum: