“Yeniden Büyük Amerika” söylemiyle seçilen ve ABD Başkanlığı koltuğuna oturan Trump’ın döneminde Rusya’nın düşman olmaktan çıkarılıp Ortadoğu’da yeni bir düzen kurma anlayışı hâkim olmuştu.
Selefi Barrack Obama’nın
Arap Baharı ile uygulayıcısı olduğu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin -resmi
olarak açıklanmayan ama fiili olarak devam ettiren- takipçisi olarak Ortadoğu’ya bakan Donald Trump, Körfez devletleri başta olmak üzere herkesin kendi
derdine düştüğü bir düzen inşa etmişti.
![]() |
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Haritası |
Bir avuç ayrıcalıklı kesimin krallık olarak sefasını sürmeye
devam etmek istemesi Trump’a korku duyularak yaklaşılmasına neden oldu.
Suudi Arabistan,
darbe ile yönetimin değişme ihtimalini yok etmek için taht sıralamasını değiştirdi
ve oğul Muhammed bin Selman (MbS)
veliaht prens ilan edildi.
Birleşik Arap
Emirlikleri (BAE) gönüllü bir şekilde rotaya girerken Mısır’da Sisi’nin
yaptıklarını ve Mursi’ye olanları
hep birlikte izledik.
İsrail’in İbrahim Anlaşması, bölge ülkeleriyle
yaşanın “daimi düşmanlığı” dönüştürecek
yeni bir barış döneminin mimarı olarak görüldü ve tüm tebrikler Trump, Netanyahu ve damat Kushner’e
gitti.
Anlaşmaya Araplardan gelen destek tabii ki ABD’nin o
muhteşem ötesi demokrasisine olan özenmeden dolayı değil.
BOP’un getireceklerinden
duyulan kaygı bölgeyi şekillendirdi.
Neticede “Deli”
diye kabul edilen Kaddafi’nin nasıl
da bir anda yok edilebildiğini gördüler.
İran ile ilişkisi esas sebep olmasına rağmen El Cezire
Televizyon kanalındaki yayınların Krallık karşıtı olarak algılanması bahanesi
ile Katar bile dışlandı.
Bu aşamada yapılabilecek tek strateji; “o kadar güzel bir
hizmet sunulmalı ki onlar gidip yeni biri o koltuklara otursa bile bu kadar
büyük bir teslimiyet görülememeli” oldu.
Asıl mesele İsrail’in
talebi ve ABD’nin uygulaması ile
İran’ın bölgedeki etkinlik alanının yok edilmesiydi.
Irak’ı
dağıtılması ve Sunni Blok’un
parçalanması birinci hedefti.
İran’ı büyüterek Şii-Sünni kavgası çıkarma hesapları
tutmadı ve Hizbullah yoluyla ucu İsrail’e
uzanan bir Şii Hilâli politikası
vücut buldu.
![]() |
Şii Hilâli Hedefi |
Türkiye’nin Erdoğanlı yıllarda ortaya koyduğu “en cesur” tablo bu oldu.
ABD’nin ve İsrail’in bölgeyi dizayn eden BOP’un planlarını
yok etmek.
Tabii ki bunu yapabilmek için planların detaylarına da
ulaşmak gerekiyor.
BOP Eşbaşkanlığı
bir tesadüf değil.
Bir hizmet ise hiç değil.
Türkiye’nin son 20 yılında hiçbir şey öyle görüldüğü kadar
basit gerçekleşmedi.
Son 20 yıl içinde Türkiye’ye en büyük zararı veren tek
mesele Suriye oldu.
Esed babasına nazaran daha demokrat ve reformcu bir kişiliği
vardı.
Erdoğan ile yakınlaşma ve Suriye-Türkiye bütünleşmesi Türk
töresinin Erdoğan’a verdiği misyon oldu.
![]() |
Beşer Esed ve Recep Tayyip Erdoğan |
Buna fırsat verilmedi.
Esed içeride Baas yönetimine direnemedi ve sonucu hepimiz
biliyoruz.
Son 20 yılda Türkiye’nin yükselişini kesmek isteyen durumu
basitleştirmek için Erdoğan’ın sözde “diktatör”
yaftasına ulaştırılacağı bir yol kurguladı.
Güvenlik endişelerini öne çıkartacak adımlar attılar.
Çözüm süreci baltalandı, bombalar patlatıldı. Reina’da bile
katliam yaparak ülkenin zenginlerine mesaj verildi.
Türkiye’yi en büyük korkusu ile dizginlemeye çalıştılar:
Sevr Anlaşması...
![]() |
Osmanlı Yönetimi ile İtilaf devletlerinin imzaladığı 1920 tarihli Sevr Anlaşması |
Türkiye’nin hafızasından bir türlü silemediği bir travma.
BOP’un rafa kalktığını düşünenler çatışmaların yaşandığı
haritalara ve ülkelerin pozisyonlarına bir daha baksın.
Hiçbir şey rafa kalkmış değil.
Aksine Huntington’un
Medeniyetler Çatışması tezi gerçek
olurcasına Evanjelistlerin Tanrı’yı kıyamete zorlamak için Siyonistlerle
Armagedon’u hayat geçirme planlarının yeni bir yansıması da Balkanlarda
kendisini gösterdi.
![]() |
Slovenya Başbakanı Janez Jansa'nın Teklif Ettiği Yeni Balkanlar Haritası |
Türkiye’nin Arnavutluk, Kosova, Kuzey Makedonya ve Bosna Hersek’teki varlığı Slovenya Başbakanı Janez Jansa’nın Batı Balkanlardaki istikrarsızlığa çözüm olarak sunduğu “Batı Balkanlar-Daha ileriye” başlıklı resmi olmayan belge ile yok edilmesi planı dolaşıma sokuldu.
Bu belge ne kadar Janez’e ait.
Bunu zaman gösterecek.
Mükemmel analizler. Elimize sağlık
YanıtlaSil