Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa zaman önce sokağı karıştıranların 15 Temmuz’da olduğu gibi karşılarında halkı göreceğini söyledikten kısa zaman sonra Kazakistan’da sokak olaylarının çıkması ve ardından yaşananların arka planında ABD’nin adının geçmesi acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajının yurt içine değil de yurt dışına mı olduğu sorusunu akıllara getirdi?
Bu hafta ise bambaşka bir durum daha ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK
Parti TBMM Grup toplantısındaki
“CHP'nin başını çektiği ittifakın
bir cenahını oluşturan PKK’nın
güdümündeki parti ne yapacağını, ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını
belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek
icazeti bekliyor. Bunların göğsündeki şeref madalyası dağa kaçırdığı yavrular,
bunlardaki vicdan bu. Ama Edirne’deki en
büyük hesabı İmralı’dakine verecek.” açıklaması çok dikkat çekti.
Edirne Cezaevinde
tutuklu bulunan ve Hendek ve Kobani Olaylarındaki
sorumluluğu nedeniyle yargılama süreci devam eden HDP’nin eski Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İmralı’da
ömür boyu hapse mahkum edilen eli kanlı bebek katili sözde PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a hesap vereceği
ifadesi hemen “Kime, ne mesaj veriliyor?” sorusunu akla getirdi.
Selahattin Demirtaş’ın AİHM
tarafından alınan kararla serbest bırakılması talep edilmişti.
Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nde Osman
Kavala ve Selahattin Demirtaş
hakkında alınan AİHM kararlarının uygulanması için sonraki toplantı olan 5
Şubat tarihi işaret edilmişti.
Abdullah Öcalan’ın yakalandıktan sonra “Devletimin hizmetindeyim.” ve “Beni
kullandılar.” Şeklinde itirafları, zamanı gelip de doğru zemini bulan
Türkiye’nin açılımlar yoluyla Kürt
Meselesi’ni bitirme çabasında karşılık buldu.
Buna rağmen HDP’nin
ve “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz.”
diyen Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarıyla son erdi.
Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısına cevap vermeyen
PKK’nın üst kanadı HDP ile doğu illerinde ele geçirdiği belediyelerde öz
yönetimler ilan etme stratejisini sahaya sürdü ve sonunda devlet demir
yumruğunu göstererek gerçek gücün kimde olduğunu gösterdi.
Hatırlatmalardan sonra açıklamaya dönersek Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın bu çıkışını “Yeni Kürt
Açılım şifresi!” olarak değerlendirenler varsa da erken bir yorum olur.
Grup konuşmasından sonraki gün Avrupa Birliği üye ülkelerin Ankara Büyükelçileri ile bir araya gelen
Erdoğan, yaşanan tüm sorunlara ve anlaşmazlıklara rağmen Türkiye’nin tam üyelik
hedefinin devam ettiğini açıkça tekrar ilan etmesi açılım algısını
güçlendiriyor.
Aynı zamanda Yunanistan’ın
Türkiye’ye karşı Akdeniz Girişiminde
İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi deniz alanlarındaki doğal gazın deniz
altından geçirilecek bir boru hattıyla Yunanistan ardında da İtalya ile Avrupa pazarına ulaştırma
amacına karşı yıkıcı bir adım geldi.
ABD, Doğu Akdeniz’de EASTMED
Doğal Gaz Boru Hattı projesine olan desteğini çektiğini ilan ederek Yunanistan’ın
diplomatik kozunu yok etmesi Biden’ın “Tüm
diktatörleri göndereceğiz.” Söylemiyle Erdoğan’ı karşısına almaktan çok
uzakta kalıyor.
ABD’nin diplomatik bir hata yapmadığı söyleyerek Çin’in
Kuşak Yolu’nun geçtiği Kazakistan ve Türkiye’nin önemli bir dönemeçte olduğunu
ve AB ve ABD ile arka kapı diplomasisiyle kamuoyu önünden verilen mesajlarla
başka adımların konuşulduğunu söylemek mümkün.
15.01.2022 tarihinde Milat Gazetesi'nde yayımlanan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
0 yorum: