Asgari Ücret Tespit Komisyonu bu hafta toplanıyor.
Gelen haberlere göre 1 Ocak 2022 tarihi itibarıyla
uygulanacak asgari ücret rakamına
ilişkin hükûmetin kararı kesinleşti.
Enflasyonun üzerinde olacağı vaadine bakılırsa geçen yıl yüzde 21,56 oranında yapılan artış kadar zam yapılması gerekiyor.
1 Ocak 2021 yılında 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak
belirlenen asgari ücret zamanında dolar
kuru serbest piyasada 7,43 lira
tutarındaydı.
Bugün ise 1 ABD
doları 13 TL’yi geçti.
Çalışanın alım gücünün
korunması için, asgari ücret belirlendikten sonra doların yükselmesiyle asgari
ücretlilerin kullandığı temel tüketim
ürün ve hizmetlerine gelen artışların da öngörülmesi gerekiyor.
“Yeni bir şey
deniyoruz” diye ifade edilen “düşük
kur, yüksek ihracat” hedefinin kurdaki stabiliteyi
ortadan kaldırdığına ilişkin birçok açıklama yapılıyor.
Fiyat istikrarının
sağlanmaması asgari ücretin belirlenmesini de zorlaştırıyor.
Asgari ücrete yapılacak zam sonrasında gelebilecek yeni bir kur şokunun ardından ortaya çıkacak
yeni bir zam dalgasının sonuçları
kestirilemiyor.
Merkez Bankası uygulama olarak bu zamana kadar uluslararası
sistemden kaynaklanan fiyat
dalgalanmalarına müdahale etmeyerek kurun kendi dengesine gelmesini
bekledi.
Yeni salgın
ihtimallerinin yanı sıra FED’in (ABD Merkez Bankası) faiz artırımı ile ABD enflasyonunu dengelemek istemesinin
Türkiye’ye getireceği sonuç da şu aşamada öngörülemiyor.
Zira uluslararası arenada büyük oyunlar dönüyor.
ABD, petrol fiyatlarının
yükselişine bağlı olarak Biden
döneminde vaat edilen yeşil dönüşümü
yapacak imkânı sağlarken bir yanda da Çin’in
rekabetçi üretim gücünü enerji kalemindeki yükseklikle yok
etmeye çalışıyor.
Dünyanın en büyük petrol üreticisi ABD’nin her koşulda
kazandığı bu düzende Çin’in Yuan’ı rezerv para yapmak için tetikte
beklemesi de bambaşka bir dengeyi oluşturuyor.
ABD’de artan enflasyonun daha da artması için mal tedariki noktasında kontrollü davranan
Çin, bu yolla tüm dünyayla birlikte ABD ekonomisindeki enflasyonu da
yükselterek ABD’nin getireceği faiz artırımına karşı Yuan’ı rezerv para olarak
dünyaya sunmak istiyor.
Buna karşı ise ABD’den faizin yüzde 4’ün üstüne
çıkarılmayacağı yönünde beyanatlar gelmeye başladı.
ABD’nin gelenekselleşen Ortadoğu’dan
çıkma arzusunun bölge üzerine getirdiği umursamazlık Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi
Arabistan’ın Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmesine bile neden olduysa
Çin’in bu bölgedeki petrol gücünü
lehine çevirecek anlaşmalarla Ortadoğu’ya girmesine ne engel olabilir ki?
ABD dolarını rezerv para yapan petrol ve altının dolar karşılığı belirlenmesi zorunluluğu bir anda, elden avuçtan kayıp gidebilir.
Avrupa ile
ticaret anlaşmasının askıda kalması Çin’e zarar verse de AB ülkelerine de zarar veriyor.
Yakın zamanda ABD’den sonra Avrupa Birliği’nde de baş gösterecek enflasyon sorununda Çin’den
rol kapmaya çalışan Türkiye’nin ortaya koyduğu düşük kur politikası, Avrupalı
şirketlerin Türkiye’deki üretim firmalarını satın almasına neden olabilir.
Zor bir planın devreye girmesi yabancı şirketler tarafından uluslararası hukuk kurallarına uyulacağı
güvencesinin verilmesi isteğini beraberinde getirebilir.
Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM)’nin Türkiye’ye baskı yaptığı kararlar masaya konabilir.
Bu kadar bilinmeyenin olduğu bir zamanda asgari ücreti
belirlemek oldukça zor olacak.
30.11.2021 tarihinde Milat Gazetesi'nde yayımlanan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
0 yorum: