TÜİK Ekim ayı
işsizlik oranını açıkladı.
Dar tanımlı işsizlik oranı ekimde 0,2 puan azalışla yüzde
11,2'ye gerileyerek 75 bin azalış gösterirken geniş tanımlı işsizlik oranı ise
1 puan artarak yüzde 22,8'e oranına yükseldi.
Tabloya göre 30 milyona yakın insanımız emek ortaya koyarak
Türkiye ekonomisini sırtlarında taşıyor.
3,7 milyon insanımız ise iş arıyor.
İstihdam sorununda işveren tarafı ise bambaşka bir tablo
çiziyor.
İş dünyası “İş var ama çalışmak isteyen yok” yorumunu
yapıyor.
Bir de ekliyor:
“Herkes üniversite mezunu, herkes masabaşı iş istiyor.”
Çırak-Kalfa-Usta modeli eğitim bir türlü eğitim sistemimizin
içine tam olarak giremediği için işverenler okullardan istedikleri elemanı
bulamadıklarından yakınıyorlar.
Milli Eğitim Bakanı
Mahmut Özer ile geçen gün bir araya geldik.
Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri’nin açığını giderecek bir
çalışma başlattıklarını anlattı.
Mesleki Eğitim Merkezleri ile öğrencilerin haftada 1 gün
teorik eğitim alacağını ve kalan dört gün anlaşma yapılan şirkette 4 yıllık
eğitim süresince çıraklıktan ustalığa yükseleceklerini söyledi.
Bakan Özer’i beğendim.
Benim gibi kitabın ortasından dalıyor, lafı dolandırmıyor.
Samimi ve öngörülemez bir tarafı var.
Ben de ‘pat’ diye sordum.
“Peki mevcut işsizler ne olacak?”
O da 6 aylık bir programla lise mezunu herkesin bu
merkezlerde usta olabileceğini söyledi.
Hemen ardından gazeteciliğin verdiği o refleks devreye
girdi.
“Üniversite okuyanlar artık sanayide usta mı olacak?”
Bakan Özer, Turkcell ile protokol yaparak yazılım uzmanlığı
için 1000 (bin) kişiyi eğittiklerini ve eğitim bittikten sonra da orada işe
başlayacaklarını söyleyerek ekledi, “Üniversite mezunlarını mesleki eğitimde
değerlendirmek tenzili rütbe olur.”
İLETİŞİM GÜCÜ KİMDE?
CHP’nin bir süredir değişen bir iletişim stratejisiyle
hareket ettiği açıkça görülüyor.
Bu kadar çabaya rağmen 500 bin oy aldığı Mersin’deki
mitingde resmi rakamlara göre 21 bin, diğer açıklamalara göre 150 bin kişiyi
ancak toplayabildi.
Demek ki taban, parti ile aynı ölçüde bir inanışta değil.
AK Parti’nin iletişim stratejisinde ise rahmetli Erol
Olçok’un büyük bir yeri olduğu herkesin malumu...
AK Partililer, Olçok sonrasında bu eksikliği hissediyor.
Sahaya bakıldığında AK Parti milletvekilleri başta olmak
üzere birçok AK Parti teşkilatı
üyesi sanki seçim kaybetmiş tadında bir
duruş sergiliyor.
Bunda iletişim stratejisine yeni bir boyut
kazandırılamamasının etkisi oldukça büyük.
Ama buna rağmen birçok teşkilat mensubu da açık bir şekilde
ve pozitif ruh hâliyle vatandaşla cesurca bir araya geliyor.
AK Parti’nin yapmaya çalıştıklarını kendi anladıkları dille
anlatmaya çalışıyorlar.
Geçen akşam AK Parti teşkilatından kapıma ziyarete gelen
kişiler tam da böyle insanlardı.
Gelenler tam olarak emekçi, yurdum insanı diyeceğimiz tiptendi.
AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan inançları hâlâ
devam ediyor.
“Cumhurbaşkanımızın selamını getirdik” dediler.
Acaba “riyakârlık ya da partiden bir beklenti var mı?” diye
iyice süzdüm.
Oldukça samimiydi.
İşten güçten geldiği her hâlinden belli olan emekçi
insanların emeklerini korumak ve yüceltmek Türk hükûmetlerinin yegâne amacıdır.
Bu amaçla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı yeni ekonomik
sistemle birlikte asgari ücretin 4 bin liranın yukarısında olacağı beklentisi
iyiden iyiye hissedilir vaziyette.
Benden söylemesi.
11.12.2021 tarihinde Milat Gazetesi'nde yayımlanan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.